Kenan Fani Doğan

Kenan Fani Doğan

02 Nisan 2011

Sumer uygarlığının etkileri üzerine

Aşağıdaki kelimeler Kürt dili ile Sumer dilinin ortak kelimeleridir.

Bav, bab (baba)
Kesa, kusi (kaplumbağa)
Şeş (altı)
Doman (oğul)
Hesp (at)
Kurik (sıpa)
Meş, mêşna (koyun)
Bar (yük, pay, bölüşüm)
Av, avk (su)
Bra (kardeş)
Dı, dü (iki)
Tari (karanlık)
Ez (ben)
Gıj, gıjik (çalı, çırpı)
Agir (ateş)
Jın (kadın
Jîn (hayat)
Ga (öküz)
Gır, gırd (büyük)
Kal (büyük, yaşlı, koca)
Nan (ekmek)
Ce (arpa)
Şest (altmış)
Dıl (gönül)
Zan (bilmek)
Zıman (dil)
Ra (datif eki)
Ne-Na (olumsuzluk eki)
Sor-sur (kırmızı)

İKİNCİ BİR HUSUS:

Biraz da Hint-Avrupa dilleri tablosuna dikkat sarfetmek gerekiyor. Sumer dili niçin Sami bir değil de Hint Avrupa dilidir?

Çekimli Dil Grubu (Hint-Avrupa Dilleri)

A. Centum (Damaksal sesi kapıntılı biçimde sürdürenler)

1- Cermen Dilleri
2- Baltık ve Slav Dilleri
3- Kelt Dilleri
4- İtalik Diller (Latince)

B. Satem (Damaksal sesi ıslıklıya çevirenler)

1- Hititçe
2- Sumerce
3- Yunanca
4- Sanskritçe
5- Farsça
6- Afganca (Paştu)
7- Ermenice
8- Kürtçe
9- Arnavutça

(Kürtçe kelimeleri ve dil tablosunu Gürdal Aksoy'un Kürt Dili ve Söylenceleri Üzerine İncelemeler adlı kitabından aktardım. S, 149-155)

ÜÇÜNCÜ ŞIK COĞRAFYA:

1- Sumer'in en güneyde yer alan iki sitesinden biri Ur sitesidir (diğeri Eridu). İşin garibi kozmopolit olan Sumer'de Hint Avrupalı dil konuştuğuna dair en sağlam delil bulunan site Ur'dur. İ.Ö. 2190 yılında varlığı sona eren III. Ur Hanedanlığından sonra Sumer yoktur. Ur sitesi diğer bir yanıyla da en son ayakta kalmayı başaran Sumer sitesidir. Hattuşa dönemi Hititleri dini ayinlerde dualarını çoktan ölü diller hanesine yazılmış Ur diliyle okuyorlardı. Hattuşa arşivinde bulunan tabletler Hitit ülkesinde kullanılan 9 dilden birinin Ur sitesinde konuşulan dil olduğunu kanıtlamıştır. Hattuşa ile Ur arasındaki bunca kilometreye rağmen Hattuşa'lıların dini ayinlerde dualarını Ur diliyle okumasının nedeni ne olabilir?

2- Çöl amorrileri denilen Asurlular İ.Ö. hangi yıllardan itibaren Suriye çölünden doğuya Mezopotamya'ya doğru hareketlenmişlerdir?

Bu her iki sorunun cevapları tarih kitaplarında fazlasıyla var. Coğrafya dikkate alınmadan tarih hikaye hüviyetine bürünür. Başlıklarla değinilen konuların derinlikli araştırması Hitit-Sumer, Sumer-Kürt, Hitit-Kürt ilişkilenmesine açıklık getirecektir.

***

Aşağıda bold (kalın) yazımla verdiğim bölümler, Kurd sıfatınıın Sumerce Ziggurat'ın Gur'undan türetilmesinin yanlış olduğunu yazmam üzerine karşıt tez olabileceği düşüncesiyle Wikipedia'dan alıntılanmış yazılardır. Bu yazılarda kurd sıfatının 'gur'la benzerliğine yada 'gur'dan türediğine dair bir tek kanıt bulunmaması bir yana, alıntılar benim Kardaka ve Kar sözcüğünü esas alan düşüncelerimi kanıtlar mahiyette. Alıntı paragrafları bölüm bölüm deşifre edeceğim.

[en.wikipedia.org]

Land of Karda
From Wikipedia, the free encyclopedia

Land of Karda or Kur was the country located to the east of Tigris in what is today known as Kurdistan (land of Kurds) mentioned in Sumerian cuneiform tablets. The people of Karda were resisting Sumerian invasion.


Yukarda land of Karda or Kur, yani Karda yada Kur ülkesi deniyor. Ben Kardaka şeklinde vermiştim. Ortada 'Gur' formu yok. Sumerler kendi alfabelerinde Karda, Kur, ve Gur'u farklı yazımlarla yazabilmişler. Bunlardan biri yani K ile başlayan Karda şeklinde yazılmış sözcük açıkça bir ülkeyi ve bölgeyi işaret ettiğine göre ve de Sumerlerin Karda diye yazmakta bir zorlukları olmadığına göre, bu isimlendirme ortada dururken Ziggurat kelimesine sözlük karşılığı bulunmayan bir anlam verip, sonra Ziggurattın ortasından bir hece ayırarak Kurd kelimesi 'Gur'dan türemiştir diye asılsız safsata üretmenin, Sumer yazımlarını karıştırmanın gereği nedir?

[en.wikipedia.org]

Kurdushum
From Wikipedia, the free encyclopedia

Kurdushum or Kurdusum, was a region in Zagros Mountains, east of Tigris mentioned in an Elamite text of 6th century BC. Kurdushum is mentioned as paying tribute to Artazoastra daughter of king Darius the Great of Persia and wife of Mardonius son of Gobryas (Gubaru) governor of Qutium (Land of Qurtie). Kurdushum may be the Elamite variation of Akkadian Qutium, but this is not clear since Elamite texts are still predominantly undeciphered.


Sumer, İ.Ö. 2190 yıllarında son buldu. Darius İ.Ö. 521 yılında kral oldu. İkisinin arasında 1600 yıl fark var. Tartışma konusu (tekrarımı bağışlayın) Kurd formunun 'Gur'dan türetildiğiydi. Darius döneminde Qutium deniliyor. Ortada Q ve T içeren bir yazım var. 'G' ünsüzü yok. 'Gur' denmiyor. Qutium formu Yine Sumer sonrası gelen Akkadcadan alınmış. Elamcada Kurdusum'a dönüşmüş. Akkad dili sami, Elam dili Dravidi aileden. Sumer dili ise Hint Avrupalı. Ortada dağ anlamına gelen sözcük hangisi? Bunların hangisi Ziggurat'ın 'Gur'u ile ilgili?

Hint Avrupalı bir dile ait her hangi bir sözcüğü Sami yada Dravidi dillerde yazılmış farklı formlarını dayanak yaparak açıklayabilmek mümkünmüdür, dahası bilimsel midir?

Darius'tan 1600 yıl önceki bir dili Darius dönemi yazımını temel alarak anlamlandırmak bilimsel midir?

Bilim yöntemi tam tersinden işler. Yeni sözcüklerin anlamları, eski söcüklerle ilgisi bağlamında ve eski sözcüklerin taşıdığı anlam esas alınarak açıklanabilir. Darius döneminde yazıya geçmiş bir sözcüğün anlamını daha eski yazımlardaki benzerleriyle kıyaslayarak değerlendirebiliriz. Darius döneminde yazılmış sözcükleri daha önceki yazımlarda anlamı berrak olan sözcüklerle ilgisi ve ilişkisini temel alarak anlamlandırabiliriz. Ancak, Darius'tan 1600 yıl önce yazılmış bir kelimeyi Darius döneminin yazımını esas alarak, bu yeni anlamı bağlamında açıklayamayız.

Bilgisizce iddianın büyüğü ise Goran sözcüğünün kürtçe çoğul eki 'an' eklenerek 'Gur'dan türetildiği şeklindeydi. Eğer 'Gur' kelimesi dağ karşılığı olarak kürtçede yeretmişse, kürtlerin kendilerini isimlendirme sıfatı olan kürt sözcüğü yerine benimsenmişse, niye kürtler hala dağa 'Gor' yada 'Gur' demiyorlar?

Kürtlerin herhangi bir lehçesinde dağa 'Gor' yada 'Gur' denmiyor. Dahası 'Gor' dağın tam tersi anlamda, çukur ve mezar anlamında kullanılıyor.

[en.wikipedia.org]

Corduene (also known as Gorduene, Cordyene, Cardyene, Carduene, Gordyene, Gordyaea, Korduene, Korchayk, Gordian, Hebrew: [1]קרטיגיני ) was an ancient region located in northern Mesopotamia, present-day southeastern Turkey). For most of its history, it was a province of the Roman Empire, situated to the east of ancient Tigranocerta[2] According to the 1911Encyclopaedia Britannica, Gordyene is the ancient name of the region of Bohtan (now Şırnak Province).[3] It is mentioned as Beth Qardu in Syriac sources and is described as a small vassal state between Armenia and Persia in the mountainous area south of Lake Van in modern Turkey[4] Corduene was a fertile and friendly province, which acknowledged the sovereignty of Rome[5] It has been cited as a Kingdom to the east of the Tigris and as the country of the Carduchians (now Bohtan), a mountainous district, rich in pasturage, south of Armenia[6] (For a map of the region in which this Kingdom was located see[7]). Corduene must also be sought on the left bank of the Tigris. From 189 to 90 BC it enjoyed a period of independence. The people of Gorduene were known to have worshipped the Hurrian sky God Teshub[8]. The three principalities of Corduene, Moxoene, and Zabdicene are referred to as Carduchian dynasties by Toumanoff[9].


Yukarda geçen ve Kurdistan'ı işaret eden kelimelerin hepsi; Gorduene, Cordyene, Cardyene, Carduene, Gordyene, Gordyaea, Korduene, Korchayk, Gordian, Beth Qardu, Corduene, Muxus (bugünkü Müküs) sözcüklerin hiçbiri Sumerce 'Gur' unsuru taşımıyor.

Beth Qardu ise apayrı. Asur ve süryani yazımlarını esas alıyor.

Yukardaki yazım şekilerinin müşterek bir özelliği daha var ki o da Roma ve Bizans dönemi yazımlarının esas alındığı formlar olmalarıdır. Roma ve Bizans ile Sumer arasındaki zaman dilimini her iki yazım türünü zorlayarak geriye çeksek ve Makedon dönemiyle açıklasak bile Sumer'la aralarında 1800 yıl fark vardır. Roma ve Bizans, Makedonlara göre daha genç, Sumerle aralarındaki yaş farkı 2 bin yıldan fazla. Tarih sadece hikaye değildir. Kronolojidir, etimolojidir, arkeolojidir. Kronolojik sıralma; Roma, Bizans döneminden günümüze ulaşıncaya kadar kaç yıl geçmişse, Bizans-Roma ile Sumer arasında da o kadar yıl geçtiğine tanıklık ediyor.

Bir diğer husus. Roma ve Bizans'ın kürtlere dair coğrafik ve etnik isimlendirmeleri başlangıç itibarıyla İran formunu esas alır. Farslar hala kürtlere Kord ve ülkelerine Kordestan diyorlar. Yukardaki yazımların Sumere kıyasla oldukça yeni olduğunu yazım şeklinden anlıyoruz. Corduene, Gorduene, Cordyene, Gordyene, Gordyaea, Korduene, Korchayk, Gordian formları İran yazımlarını, Pehlevice ve Farça yazım şeklini esas almıştır.

Cardyene, Carduene şeklindeki yazımlar ise daha sonraki dönemlerde, özellikle Bizans dönemi eserlerinde rastlanılan formdur. Bizans yazımları daha yeni olmasına rağmen daha eski bir formu esas almıştır. Sebebine gelince; Süryaniler Bizans'ta önemli üst düzey görevler almakla kalmadılar, aynı zamanda Bizans'ın kültür hayatında çok önemli roller oynadılar. Eski yunan mitolojisine ve felsefesine ait kitaplar süryaniler aracılığıyla arapçaya çevrildi. Araplar, eski yunan felsefesini, tarihini süryaniler aracılığıyla arap dilinde okuma imkanı edindiler. Diğer yandan, arapça, aramice ve süryanice kitaplar yine süryaniler tarafından sistemli bir tarzda yunancaya çevrildi. 'Harran Okulu' olarak isimlendirilen dönemin süryani din adamları ve çevirmenlerinden oluşan topluluğun, arap ve yunan kültürlerinin yekdiğerini tanımasına büyük katkıları olmuştur, çabalarının büyük etkileri olmuştur. Roma ve İran'a göre yeni olan Bizans'ın daha eski form olan Card, Carduene şeklinde eski Kard formuna yakın bir yazım şeklini tercih etmesinin süryani ekolünde eski Asur yazımının esas alınmasıyla ilgisi vardır.

Gelelim Gor-an'ın Sumerce "dağ" anlamına gelen "Gur"dan türetilmesine. Önce, Goran'ın Gewr'den türetildiğine göz atalım.

Hurmuzgan ruman
Atiran kujan
Hosan şareve gewre gewregan
Zorkeri Arep kırdine Habur
Gihane pale pêşe Şarîzor
Jın u kênikan ve dîl bêşinan
Merdî aza dîlên ji ruyuvêhînan
Revite Zerdeşt maye bêdest
Bizika nakit Hurmuz ve hiç kes.

Metin Hewrî lehçesinde yazılmış. İ.S. 7. yüzyıla ait. Arap yayılmacılığının Kürdistan'a ilk saldırılarını konu alıyor. Buradaki Gewre Gewregan, büyüklerin büyüğü, herbendlerin herbendi, başrahip anlamında kullanılıyor. Gew(v)r kelimesi Sorani ve Hewri lehçelerinde yaygın olarak büyük anlamına geliyor. Zazakide gırd deniyor.

Sumerce gir, ateş demek. Kürtçede agir, adır ve ater şeklinde yer alıyor.

Sumerce de 'Gur' sözcüğü de var ve bölmek anlamına geliyor.

Sumer dilinde ikinci bir 'Gur' var, o da dönmek-döndürmek anlamına geliyor.

Ziggurat'ın 'Gur'u bu yapıların çok katlı olmasından dolayı bölüm anlamındaki 'gur'a mı tekabül ediyor, yoksa sarmal mimarisinden dolayı 'dönmeklemi' ilgilidir sorusunu cevaplamayı sumerologlara bırakıyorum. Ancak açık olan bir şey varki o da Sumerce 'Gur'un dağ anlamına gelmediğidir.

Bunun dışında Sumerce bileşik sözcük olarak 'Gurgıl' kelimesi var. Çok büyük olmak anlamına geliyor. Burada büyüğü ifade eden kelime 'Gıl'dır. 'Gal' şeklinde söylendiğinde de yaşça yada mevkice büyük olanı ifade ediyor.

Sumerce 'gir' ayrıca büyük anlamına da geliyor.

Yazımda 'Goran'ın Sumer diliyle ilişkili olmadığı anlamında herhangi bir ifade ortaya koymazken bu bilgilerin ışığında 'Goran sözcüğü Sumerceyle ilişkili değildir demekten bilinçli bir şekilde kaçınmıştım. Goran sözcüğünün Sumerce ateş ve aynı zamanda büyük anlamına gelen 'gir' sözcüğüyle ilgisi var. Kürtçenin lehçelerinde yer alan büyük ve ateş anlamına gelen kelimelerin mezin-mazin kelimesi dışında tümünün Sumerce 'gir' sözcüğüyle ilişkisi vardır. Ancak, Gor-an ın 'gur'la ve dağla bağı yoktur, 'gur'dan türememiştir. Sumerce 'gir'le ilgiye, zazakide yer bulan adır ve eski hewri leçesindeki ater de dahildir.

Bunlara ilaveten Sumerce 'kur' sözcüğü de var ve dağ anlamına geliyor. Yanlışın kaynağı da burada yatıyor. Kaynaklar Kurd-aka demiyor, sözcük Kard-aka diye telaffuz ediliyor ve  Kard-aka şeklinde transkripe edilmiş.

Asur ve Sumer tabletleri Kard-aka formunu esas alıyor. Sondaki 'aka' sözcüğü Asur dilindeki 'ukh'un karşılığı olarak ülke anlamında. Ermenicede de yaygın olarak yer bulmuş. Yerleşme birimlerinin sonunda oğ-uğ-uk şeklinde varlığını sürdürüyor. Geriye Kard unsuru kalıyor. Berrak yazımlara rağmen Kard formunu görmezlikten gelip bunun yerine dağ anlamına gelen Kur'u esas alsak ortaya 'Dağ ülkesi' anlamında bir sözcük çıkar. Dağ ülkesi isimlendirmesi etnik bir nitelemeye imkan vermiyor, sonuçta coğrafik ağırlıklı bir deyim. Kaldıki Sumer döneminde Sumer'in Kuzey'indeki dağlarda Hurriler yaşıyor. Transkafkasya'da daha sonra Urartu'ya dönüşecek Azzi-Hayaşa kavmi var. Başkentleri Kastel Ziata. Daha sonra araplar aramilerden öğrenerek Hıns-ı Ziyad diyecekler. Henüz Harberte ve Xarpêt'e dönüşmemiş bugünkü El-aziz yani.

Sumer döneminden bahsediyoruz. Ortada Mitanni yok henüz. Mitanni'nin devlet olarak varlığına dair en erken kayıtlar 2 bin yılı ile 1900'lü yıllar arasına tarihleniyor. Bunu ikiyüzyıl geriye götürsek bile Sumer'le çağdaş değil. Hitit, 1750 yıllarından itibaren tarih sahnesinde yer alıyor. Henüz Hattuşa yok, imparatorluk dönemi başlamamış. Kaniş dönemi ve eski krallık denen devlet dönemi Kayseri yöresiyle sınırlı. Sumerle arasında asgari 400 yıl var. O halde Sumer kaynaklarının Mitanni yada Hitit'ten bahsetme imkanı yok demektir.

Sonuç olarak;
Sumer'in bütün ülkeyi kapsayan ortak bir dili yoktur. Sumer, adına Gal denen krallar tarafından yönetilen bir şehir devletleri (siteler) konfederasyonudur. Kesintisiz olmamakla birlikte tarihin belli dönemlerinde bu sitelerden birinin diğerlerini egemenliği altına almasıyla kısa süreli konfederasyon yada imperium düzeyi elde etmiştir. Sumer arşivi bugün netlikle açığa çıkarılmıştır, Sumer tabletlerinin dil çözümleri yapılmıştır. Bu tabletlerin bize öğrettiği şudur; Sumer'in tarihi, sayısı 9'a varan şehir devletlerin birbirlerine karşı yürüttükleri mücadelenin ve bu bağlamda gal (kral) olanların lugal (büyük kral-imparator) olmak için yekdiğerine karşı açtığı savaşların tarihidir. Her sitenin farklı halk gruplarından oluşmasının yanısıra yine her sitenin farklı dini, tanrıları, tapım şekilleri, dili yada dilleri olmuştur. Homojen bir Sumer yoktur. Sumer siteleri içinde hint avrupalı gruba dahil edilebilecek dil konuşan tek site İ.Ö. 2190 yılında varlığı sona eren Ur sitesidir. III. Ur Hanedanlığı'na ait tabletlerde bu durum çok açıktır.

Sumer-Kürt ilişkisini hiçbir zaman inkar edemeyiz. Ancak bu ilişkinin düzeyini tarihi gerçekliğine uygun olarak ele almak ve değerlendirmek zorundayız. Önce Sumerce denen bir dil yok, birden çok Sumer dil(ler)i var. İkinci bir husus, Sumer bir coğrafya adı, bir Sumer etnisitesi yok. Sumer tarihi dikkatle incelendiğinde sürekli dışardan içeriye bir nüfus akımı gözlenir. Örnek olarak, Kiş sitesi Elam'la komşudur, yayılarak zaman zaman Elam'ı da içine alır. Tabletlerin bize öğrettiği bu sitenin sami dillere yakın bir dil kullanmakla birlikte Elam'ın dili olan dravidi bir dili de kullandığıdır. Bu duruma birçok sitede rastlayabiliriz. Sumer coğrafyasında ardı ardına Babil, Akkad ve Asur yaşam buldu hem de imparatorluklar düzeyinde. Dahası bunların her biri aynı zamanda kendine münhasır hususiyetler taşıyan uygarlıklardı. Takdir edersinizki bu kavimler ve dilleri gökten inmedi. Sadece "gal/kal" sözcüklerinin benzerliği üzerinden Sumer'le kürdü eşitleyemeyiz. Gal sözcüğü Sumer'in tümünde kral anlamında kullanılıyordu, kal ise kürtçede yaşlı erkek anlamında kullanılıyor. Sumer krallarının hepsinin yaşlı insanlardan ve rahiplerden oluştuğunu söylemeye kalkarsak tarihi kayıtlar bizi yalanlar. Ayrıca, bugünkü "kal"ın ses erozyonuna uğrayarak "gal"a dönüştüğünü söylersek sonuçlanmış bir sürecin günümüzden geriye doğru etkilenebildiğini söylemiş oluruz. Tarihi ve fonolojik bakımdan bunun ne kadar doğru olacağını takdirlerinize sunuyorum. Kaldıki kürtçede kal sözcüğü kadar yaygın "pir" sinonimi de vardır. 'Ortak kelimeler diğer dil ve kültürlerle ilişkiye tanıklık ederler, daha fazlasına değil' dersek doğrusunu söylemiş oluruz. Kesin yargı ise belgelendirmeyi gerektirir.
Sumer'e güney ve batıdaki çöllerden nüfus akımı olduğu gibi, kürtlerle ilişkilendirilebilecek doğu ve kuzeydeki dağ silsilesinden de nüfus akımı ve işgal hareketleri Sumer'in tarihi boyunca devamlılık arzeden bir olgudur. Bu olgu daha netlikle anlaşılsın diye III. Ur Hanedanlığı'nı işaret ettim. Dikkatle izlendiğinde diğer sitelerin bazılarına da aynı şekilde sürekli nüfus göçüne ve bu göçleri izleyen işgal yada site yönetimini ele geçirme eylemine tanık olunur. Sumer'i kendi gerçekliği içinde kavramaya çalıştığımızda Zagros kavimlerinin Sumer içindeki varlığı da daha bir doğru tanımlanmış olur. Aksi halde coğrafyayı tek etnisiteye ve tek dile boyama mahzurunu davet ederiz. Tarih bizden önce yaşanmış ve sonuçlanmış bir süreçtir. İdeolojik tercihlerimizi tarih yerine geçiremeyiz, tarihi olduğu gibi almak dışında bir yaklaşım bilimsel olmadığı gibi gerçeği de yansıtmaz. Bunları söylemek kesinlikle kürtlerin eski bir halk olduğunu inkar anlamına gelmiyor ve bu gerçekle çelişmiyor.


30 Ekim 2008

Hiç yorum yok :